Mehmet Onder - Mevlana (Hayati - Eserleri)

20.11.12 | Admin

http//photoload.ru/data/38/86/a4/3886a4d54c978a5e18b5cb278fdb20.jpg


<b>Mevlana (Hayat&#305; - Eserleri)</b>
Author: Mehmet &#214;nder
Publisher: Terc&#252;man
Publication date: 1978
Number of pages: 287
Format / Quality: PDF
Size: 66,4 Mb
Language: Turkish

Цитата:
Mevl&#226;na 30 Eyl&#252;l 1207 y&#305;l&#305;nda bug&#252;n Afganistan s&#305;n&#305;rlar&#305; i&#231;erisinde yer alan Horasan y&#246;resinde, Belh &#351;ehrinde do&#287;mu&#351;tur.

Mevl&#226;na'n&#305;n babas&#305; Belh &#351;ehrinin ileri gelenlerinden olup sa&#287;l&#305;&#287;&#305;nda 'Bilginlerin Sultan&#305;' &#252;nvan&#305;n&#305; alm&#305;&#351; olan H&#252;seyin Hatib&#238; o&#287;lu Bahaeddin Veled'dir. Annesi ise Belh Emiri R&#252;kneddin'in k&#305;z&#305; M&#252;mine Hatun'dur.

Раскрыть
Sult&#226;n&#252;'l-Ulem&#226; Bahaeddin Veled, baz&#305; siyasi olaylar ve yakla&#351;makta olan Mo&#287;ol istilas&#305; nedeniyle Belh'ten ayr&#305;lmak zorunda kalm&#305;&#351;t&#305;r. Sult&#226;n&#252;'l-Ulem&#226; 1212 veya 1213 y&#305;llar&#305;nda aile fertleri ve yak&#305;n dostlar&#305; ile birlikte Belh'ten ayr&#305;ld&#305;.

Sult&#226;n&#252;'l-Ulem&#226;'n&#305;n ilk dura&#287;&#305; Ni&#351;&#226;bur olmu&#351;tur. Ni&#351;&#226;bur &#351;ehrinde tan&#305;nm&#305;&#351; Mutasavv&#305;f Fer&#238;d&#252;ddin Attar ile de kar&#351;&#305;la&#351;m&#305;&#351;t&#305;r. Mevl&#226;na burada k&#252;&#231;&#252;k ya&#351;&#305;na ra&#287;men Fer&#238;d&#252;ddin Attar'&#305;n ilgisini &#231;ekmi&#351; ve takdirlerini kazanm&#305;&#351;t&#305;r.

Sult&#226;n&#252;'l-Ulem&#226; Ni&#351;&#226;bur'dan Ba&#287;dat'a ve daha sonra K&#251;fe yolu ile K&#226;be'ye hareket etti. Hac farizas&#305;n&#305; yerine getirdikten sonra d&#246;n&#252;&#351;te &#350;am'a u&#287;rad&#305;. &#350;am'dan sonra Malatya, Erzincan, Sivas, Kayseri, Ni&#287;de yolu ile L&#226;rende'ye (Karaman) geldi. Karaman'da Suba&#351;&#305; Emir Musa'n&#305;n yapt&#305;rd&#305;klar&#305; medreseye yerle&#351;ti.

1222 y&#305;l&#305;nda Karaman'a gelen Sult&#226;n&#252;'l-Ulem&#226; ve ailesi burada 7 y&#305;l kald&#305;. Mevl&#226;na 1225 y&#305;l&#305;nda &#350;erefeddin Lala'n&#305;n k&#305;z&#305; Gevher Hatun ile Karaman'da evlendi. Bu evlilikten Mevl&#226;na'n&#305;n Sultan Veled ve Al&#226;eddin &#199;elebi ad&#305;nda iki o&#287;lu oldu. Y&#305;llar sonra Gevher Hatun' u kaybeden Mevl&#226;na bir &#231;ocuklu dul olan Kerra Hatun ile ikinci evlili&#287;ini yapt&#305;. Mevl&#226;na'n&#305;n bu evlilikten de Muzaffereddin ve Emir Alim &#199;elebi adl&#305; iki o&#287;lu ve Melike Hatun adl&#305; bir k&#305;z&#305; d&#252;nyaya geldi.

Bu y&#305;llarda Anadolu'nun b&#252;y&#252;k bir k&#305;sm&#305; Sel&#231;uklu Devletinin egemenli&#287;i alt&#305;nda idi. Konya ise bu devletin ba&#351;&#351;ehri idi. Konya sanat eserleri ile donat&#305;lm&#305;&#351;, ilim adamlar&#305; ve sanatkarlarla dolup ta&#351;m&#305;&#351;t&#305;. K&#305;saca Sel&#231;uklu Devleti en parlak devrini ya&#351;&#305;yordu ve devletin h&#252;k&#252;mdar&#305; Al&#226;eddin Keykubad idi. Al&#226;eddin Keykubad, Sult&#226;n&#252;'l-Ulem&#226; Bahaeddin Veled'i Karaman'dan Konya'ya davet etti ve Konya'ya yerle&#351;mesini istedi.

Bahaeddin Veled, sultan&#305;n davetini kabul etti ve Konya'ya 3 May&#305;s 1228 y&#305;l&#305;nda ailesi ve dostlar&#305; ile geldi. Sultan Al&#226;eddin onu muhte&#351;em bir t&#246;renle kar&#351;&#305;lad&#305; ve ona ikametg&#226;h olarak Altunapa (&#304;plik&#231;i) Medresesi'ni tahsis etti.

Sult&#226;n&#252;'l-Ulem&#226;, 12 Ocak 1231 y&#305;l&#305;nda Konya'da vefat etti. Mezar yeri olarak Sel&#231;uklu Saray&#305;'n&#305;n G&#252;l Bah&#231;esi se&#231;ildi. G&#252;n&#252;m&#252;zde m&#252;ze olarak kullan&#305;lan Mevl&#226;na Derg&#226;h&#305;'na bug&#252;nk&#252; yerine defnedildi.

Sult&#226;n&#252;'l-Ulem&#226; &#246;l&#252;nce talebeleri ve m&#252;ridleri bu defa Mevl&#226;na'n&#305;n &#231;evresinde topland&#305;lar. Mevl&#226;na'y&#305; babas&#305;n&#305;n tek varisi olarak g&#246;rd&#252;ler. Ger&#231;ekten de Mevl&#226;na b&#252;y&#252;k bir ilim ve din bilgini olmu&#351;, &#304;plik&#231;i Medresesi'nde vaazlar veriyordu. Medrese kendisini dinlemeye gelenlerle dolup ta&#351;&#305;yordu.

Mevl&#226;na 15 Kas&#305;m 1244 y&#305;l&#305;nda &#350;ems-i Tebriz&#238; ile kar&#351;&#305;la&#351;t&#305;. Mevl&#226;na &#350;ems'te 'mutlak kem&#226;lin varl&#305;&#287;&#305;n&#305;' cemalinde de 'Tanr&#305; nurlar&#305;n&#305;' g&#246;rm&#252;&#351;t&#252;. Ancak beraberlikleri uzun s&#252;rmedi. &#350;ems aniden &#246;ld&#252;. Mevl&#226;na &#350;ems'in &#246;l&#252;m&#252;nden sonra uzun y&#305;llar inzivaya &#231;ekildi. Daha sonraki y&#305;llarda Sel&#226;haddin Zerkubi ve H&#252;sameddin &#199;elebi, &#350;ems-i Tebriz&#238;'nin yerini doldurmaya &#231;al&#305;&#351;t&#305;lar.

Ya&#351;am&#305;n&#305; 'Hamd&#305;m, pi&#351;tim, yand&#305;m' s&#246;zleri ile &#246;zetleyen Mevl&#226;na 17 Aral&#305;k 1273 pazar g&#252;n&#252; Hakk'&#305;n rahmetine kavu&#351;tu. Mevl&#226;na'n&#305;n cenaze namaz&#305;n&#305; vasiyeti &#252;zerine Sadrettin Konevi k&#305;ld&#305;racakt&#305;. Ancak Sadreddin Konevi &#231;ok sevdi&#287;i Mevl&#226;na'y&#305; kaybetmeye dayanamay&#305;p cenazede bay&#305;ld&#305;. Bunun &#252;zerine Mevl&#226;na'n&#305;n cenaze namaz&#305;n&#305; Kad&#305; Siraceddin k&#305;ld&#305;rd&#305;.

Mevl&#226;na &#246;l&#252;m g&#252;n&#252;n&#252; yeniden do&#287;u&#351; g&#252;n&#252; olarak kabul ediyordu. O &#246;ld&#252;&#287;&#252; zaman sevdi&#287;ine, yani Allah'&#305;na kavu&#351;acakt&#305;. Onun i&#231;in Mevl&#226;na &#246;l&#252;m g&#252;n&#252;ne d&#252;&#287;&#252;n g&#252;n&#252; veya gelin gecesi manas&#305;na gelen '&#350;eb-i Ar&#251;s' diyordu ve dostlar&#305;na &#246;l&#252;m&#252;n&#252;n ard&#305;ndan ah-ah, vah-vah edip a&#287;lamay&#305;n diyerek vasiyet ediyordu.

ESERLER&#304;
Mesnevi klasik do&#287;u edebiyat&#305;nda, bir &#351;iir tarz&#305;n&#305;n ad&#305;d&#305;r. Edebiyatta ayn&#305; vezinde ve her beyti kendi aras&#305;nda ayr&#305; ayr&#305; kafiyeli naz&#305;m t&#252;r&#252;ne Mesnevi ad&#305; verilmi&#351;tir. Uzun s&#252;recek konular veya hikayeler &#351;iir yoluyla anlat&#305;lmak istendi&#287;inde, kafiye kolayl&#305;&#287;&#305; nedeniyle mesnevi t&#252;r&#252; tercih edilirdi.

Mesnevi her ne kadar klasik do&#287;u &#351;iirinin bir t&#252;r&#252; ise de, 'Mesnevi' denildi&#287;i zaman akla 'Mevl&#226;na'n&#305;n Mesnevi'si' gelmektedir.

Mevl&#226;na Mesnevi'yi H&#252;sameddin &#199;elebi'nin iste&#287;i &#252;zerine yazm&#305;&#351;t&#305;r. K&#226;tibi H&#252;sameddin &#199;elebi'nin s&#246;yledi&#287;ine g&#246;re, Mevl&#226;na, Mesnevi beyitlerini Meram'da gezerken, oturuken, y&#252;r&#252;rken, hatta sem&#226; ederken s&#246;ylermi&#351;. &#199;elebi H&#252;sameddin de yazarm&#305;&#351;.

Mesnevi'nin dili Fars&#231;a'd&#305;r. Halen Mevl&#226;na M&#252;zesi'nde te&#351;hirde bulunan 1278 tarihli, elde bulunulan en eski Mesnevi n&#252;shas&#305;na g&#246;re beyit say&#305;s&#305; 25618 dir.

Mesnevi'nin Vezni:
F&#226; i l&#226; t&#252;n - f&#226; i l&#226; t&#252;n - f&#226; i l&#252;n 'd&#252;r.

Mevl&#226;na 6 ciltlik Mesnevi'sinde tasavvufi fikir ve d&#252;&#351;&#252;ncelerini, birbirine ulanm&#305;&#351; hikayeler halinde anlatmaktad&#305;r.

D&#238;v&#226;n-&#305; Kebir

Div&#226;n &#351;airlerinin &#351;iirlerini toplad&#305;klar&#305; deftere denir. 'Div&#226;n-&#305; Kebir 'B&#252;y&#252;k Defter' veya 'B&#252;y&#252;k Div&#226;n' manas&#305;na gelir.

Mevl&#226;na'n&#305;n &#231;e&#351;itli konularda s&#246;yledi&#287;i &#351;iirlerin tamam&#305; bu divandad&#305;r. Div&#226;n-&#305; Kebir'in dili Fars&#231;a olmakla beraber, i&#231;inde Arap&#231;a, T&#252;rk&#231;e ve Rumca &#351;iire de yer verilmi&#351;tir.

Div&#226;n-&#305; Kebir 21 k&#252;&#231;&#252;k div&#226;n (Bahir) ile rub&#226;&#238; div&#226;n&#305;n&#305;n bir araya getirilmesi ile olu&#351;mu&#351;tur. Div&#226;n-&#305; Kebir'in beyit say&#305;s&#305; 40.000'i a&#351;maktad&#305;r.

Mevl&#226;na Div&#226;n-&#305; Kebir'deki baz&#305; &#351;iirlerini &#350;ems Mahlas&#305; ile yazd&#305;&#287;&#305; i&#231;in bu div&#226;na Div&#226;n-&#305; &#350;ems de denmektedir. Div&#226;nda yer alan &#351;iirler vezin ve kafiyeler g&#246;z &#246;n&#252;ne al&#305;narak d&#252;zenlenmi&#351;tir.

Mekt&#251;b&#226;t

Mevl&#226;na'n&#305;n ba&#351;ta Sel&#231;uklu h&#252;k&#252;mdarlar&#305;na ve devrin ileri gelenlerine nasihat i&#231;in, kendisinden sorulan ve halli istenilen dini ve ilmi konularda a&#231;&#305;klay&#305;c&#305; bilgiler vermek i&#231;in yazd&#305;&#287;&#305; 147 adet mektuptur.

Mevl&#226;na bu mektuplar&#305;nda, edebi mektup yazma kaidelerine uymam&#305;&#351;, aynen konu&#351;tu&#287;u gibi yazm&#305;&#351;t&#305;r. Mektuplar&#305;nda 'kulunuz, ben deniz'gibi kelimelere hi&#231; yer vermemi&#351;tir.

Hitaplar&#305;nda mevki ve memuriyet adlar&#305; m&#252;stesna, mektup yazd&#305;&#287;&#305; ki&#351;inin akl&#305;na, inanc&#305;na ve yapt&#305;&#287;&#305; iyi i&#351;lere g&#246;re kendisine hangi hitap tarz&#305; yak&#305;&#351;&#305;yorsa, onu kullanm&#305;&#351;t&#305;r.

F&#238;hi M&#226; Fih

F&#238;hi M&#226; Fih 'Ne varsa i&#231;indedir' manas&#305;na gelmektedir. Bu eser Mevl&#226;na'n&#305;n &#231;e&#351;itli meclislerde yapt&#305;&#287;&#305; sohbetleri i&#231;ermektedir. Bunlar&#305;n o&#287;lu Sultan Veled taraf&#305;ndan bir kitapta topland&#305;&#287;&#305; san&#305;lmaktad&#305;r. Eser 61 b&#246;l&#252;mden olu&#351;maktad&#305;r. Bu b&#246;l&#252;mlerden bir k&#305;sm&#305;, Sel&#231;uklu Veziri S&#252;leyman Pervane'ye hitaben kaleme al&#305;nm&#305;&#351;t&#305;r. Eserde baz&#305; siyasi olaylara da de&#287;inilmi&#351;tir. Bu nedenle bu eser tarihi a&#231;&#305;dan da b&#252;y&#252;k bir &#246;nem ta&#351;&#305;maktad&#305;r.

Eserde cennet ve cehennem, d&#252;nya ve ahiret m&#252;r&#351;id ve m&#252;rid, a&#351;k ve sema gibi konular i&#351;lenmi&#351;tir.

Mec&#226;lis-i Seb'a (Yedi Meclis)

Mec&#226;lis-i Seb'a ad&#305;ndan da anla&#351;&#305;laca&#287;&#305; &#252;zere Mevl&#226;na'n&#305;n yedi meclisinin, yedi vaaz&#305;n&#305;n toplanmas&#305;ndan meydana gelmi&#351;tir. Mevl&#226;na'n&#305;n vaazlar&#305;, &#199;elebi H&#252;sameddin veya o&#287;lu Sultan Veled taraf&#305;ndan not edilmi&#351; ancak &#246;z&#252;ne dokunulmamak kayd&#305; ile eklentiler yap&#305;lm&#305;&#351;t&#305;r. Eserin d&#252;zenlenmesi yap&#305;ld&#305;ktan sonra, Mevl&#226;na'n&#305;n tashihinden ge&#231;mi&#351; olmas&#305; kuvvetle muhtemeldir.

&#350;iiri ama&#231; de&#287;il, fikirlerini s&#246;ylemede bir ara&#231; olarak kabul eden Mevl&#226;na, yedi meclisinde &#351;erh etti&#287;i hadisleri &#351;u konulara ay&#305;rm&#305;&#351;t&#305;r:

1. Do&#287;ru yoldan ayr&#305;lm&#305;&#351; toplumlar&#305;n hangi yolla kurtulaca&#287;&#305;
2. Su&#231;tan kurtulu&#351;, ak&#305;l yolu ile gafletten uyan&#305;&#351;
3. &#304;nan&#231;'daki kudret
4. T&#246;vbe edip do&#287;ru yolu bulanlar&#305;n Allah'&#305;n sevgili kulu olacaklar&#305;
5. Bilginin de&#287;eri
6. Gaflete dal&#305;&#351;
7. Akl&#305;n &#246;nemi

Bu yedi mecliste, as&#305;l &#351;erh edilen hadiselerle beraber 41 hadis daha ge&#231;mektedir. Mevl&#226;na taraf&#305;ndan se&#231;ilen her hadis i&#231;timaidir. Mevl&#226;na, yedi meclisinde her b&#246;l&#252;me 'hamd-&#252; sena' ve 'm&#252;nacat' ile ba&#351;lamakta, a&#231;&#305;klanacak konular&#305; ve tasavvufi g&#246;r&#252;&#351;lerini hikaye ve &#351;iirlerle cazip hale getirmektedir. Bu yol Mesnevi'nin yaz&#305;l&#305;&#351;&#305;nda da aynen kullan&#305;lm&#305;&#351;t&#305;r.
<div align="center">
Уважаемый пользователь, вам необходимо зарегистрироваться, чтобы посмотреть скрытый текст!
Уважаемый пользователь, вам необходимо зарегистрироваться, чтобы посмотреть скрытый текст!
Уважаемый пользователь, вам необходимо зарегистрироваться, чтобы посмотреть скрытый текст!
Уважаемый пользователь, вам необходимо зарегистрироваться, чтобы посмотреть скрытый текст!
</div>

Поделитесь записью в соцсетях с помощью кнопок:

Просмотров: 3194
Рейтинг:
  • 4